Omega 3
Aynı anda bir çok hastalığınıza iyi gelecek, sizi yorgunluktan uzaklaştıracak, enerjnize enerji katacak bir besin istemez miydiniz ?
Bu kadar şey aynı anda elde etmek biraz zor değil mi ? aslında bir yolu var. Kurtarıcı OMEGA-3 ! daha bilindik adıyla balık yağı. Aslında son yıllarda sadece balıktan elde edilmese (krill yağı, havyar yağı ) de biz daha çok bu isimle duyduk onu.
Kışın gelmesiyle sofralarımızı renklendiren balıklar vücudumuz için o kadar değerli ki aslında. İçerisinde bulunan omega 3 yağ asitleri beyin ve kalp sağlığını korumanın yanında, bağışıklık sistemini desteklemek için mükemmel bir kaynaktır. Sağlıklı yaşamın devamlılığı için olmazsa olmazlardan Omega 3, obezite ,diyabet gibi hastalıkların önlenmesinde ,karaciğerin korunmasında etkilidir.
Peki omega 3 sadece balıkta mı mevcuttur?
-
Omega-3 kaynakları hayvansal ve bitkisel olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bitkisel kaynaklarda alfa-linolenik asit, hayvansal kaynakarında ise Eikosapentaenoik asit (EPA) ve Dekosahegzaenoik asit (DHA) en önemli yağ asitleridir.Keten tohumu, cevizde alfa-linolenik asit bulunurken, balık yağlarında Eikosapentaenoik asit (EPA) ve Dekosahegzaenoik asit (DHA) yağ asitleri mevcuttur.
Bitkisel kaynakları ;
- Keten Tohumu Yağı
- Kanola Yağı
- Soya Fasulyesi
- Ceviz
- Balkabağı Çekirdeği
- Kenevir Tohumu Yağı
- Semizotu
- Kuru Baklagiller
- Kolza Tohumu
Hayvansal Kaynakları ;
Balıkların n-3 içerikleri de farklıdır. En çok n-3 içeren balıklar soğuk su ya da derin dip balıklarıdır.
- Pişi balığı, ringa balığı, uskumru, istiridye, somon balığı, sardunya, alabalık, karides, ton balığı (taze olarak daha zengindir) omega-3 açısından oldukça zengin balıklardır.
- Kabuklu deniz ürünleri de omega 3 açısından zenginlerdir.
- Balıklar n-3 yağ asitlerini algler ve planktonlardan sentezlerler.
O zaman nedir bu omega 3 ün faydaları ?
Omega 3 yağ asitleri hücre membranları da dahil olmak üzere vücudun bir çok yerinde bulunurlar ve antienflamatuar süreçlerde ve hücre membranlarının viskozitesinde rol oynamaktadır. EPA ve DHA, uygun fetal gelişim ve sağlıklı yaşlanma için gereklidir . DHA, tüm hücre zarlarının önemli bir bileşenidir ve beyinde ve retinada bol miktarda bulunmaktadır . Ayrıca EPA ve DHA, birçok araştırmacı tarafından çeşitli hastalıkların önlenmesi veya tedavisinde yararlı olduğu düşünülen güçlü lipid aracıları olan birkaç metabolitin öncülüğünü yapmaktadır.
Amerikan tarzı beslenme stiline doğru kayan beslenme tarzımız daha fazla hazır besin daha az doğal kaynak tüketmeye yöneldiği için günlük alınan besinlerden yeterli omega-3 alamamaktayız. Aksine doymuş yağ alımımızı arttırmaktayız. Yapılan bazı araştırma sonuçlarına göre diyetteki EPA ve DHA'nın bu düşük alımı, artmış inflamatuar süreçlerin yanı sıra zayıf fetal gelişim, genel kardiyovasküler sağlık ve Alzheimer hastalığının (AD) gelişme riski ile ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Omega-3 ve fetal gelişim
Anne beslenme ilkelerinde her zaman yeterli kalori ve protein gereksinimlerini içeren bir diyet vurgulamıştır, ancak son zamanlarda yağ asitlerinin de önemi vurgulanmaktadır. Bunun nedeni, gebelik sırasında EPA ve DHA desteğinin bebek için fayda sağladığı gerçeğidir.
Aslında anne karnına düştüğümüz andan itibaren omega-3 yağ asidi alımı çok önemli bir hal alıyor. Birçok çalışma beyin ve retinanın doğru gelişim açısından gebelik sırasında omega-3 takviyesi yararını doğruladı. Ayrıca araştırmaların çoğu erken doğum riskini önlediğini, doğum ağırlığını arttırdığı kanıtlamaktadır.
Furuhjelm ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada; annenin ω-3 yağ asidi takviyesi alımının , ailenin alerjik hastalığı öyküsü olan bebeklerde yaşamın ilk yılında besin allerjisi ve IgE ile ilişkili egzama riskini azaltabileceği sonucuna varılmıştır.
Omega 3 ve kardiyovasküler hastalıklar
Kronik inflamasyonun, kardiyovasküler hastalık da dahil olmak üzere birçok kronik hastalığa neden olduğu düşünülmektedir. EPA ve DHA antienflamatuvar etkileri ve oksidatif stresin bir rol oynamaktadır.
Balık yağı ile zengin bir diyet uygulaması sonucunda kalp krizinden ölüm riski azalabilir. Çünkü kalp krizi ölümlerinde görülen en büyük etki trombositlerin etkisinin azalması veya damar tıkanıklığı ile kalp ritminin bozulması sonucunda meydana gelmektedir. Balığa dayalı beslenmenin fazla olduğu Lyon’da yapılan bir denemede; n-3 içeriği yüksek besinlerle beslenen hastalarda, vücut yağları ve lipoprotein miktarlarında hiçbir değişme olmaz iken, kalp rahatsızlıklarından dolayı ölüm riski %95 oranında azalmıştır.
Amerika Kalp Birliği (AHA), diyet ile kardiyovasküler hastalıkların riskinin azaldığını bildiği için yeni çalışmalara yönelmiş ve balık yağlarının kalp hastalıklarından korunmada önemli olduğunu kanıtlamıştır. AHA’nın sonuçlarına göre balık yağlarının temel içeriği olan EPA ve DHA’nın faydaları şunlardır: Kalp ritmi bozukluğunu düzenler, ani kalp krizi riskini azaltır, plazma trigliserid seviyesini düşürür, kan yoğunluğunu ayarlar. Yine AHA tarafından yapılan açıklamalarda, günde 850 mg ile 2.9 g arasında balık yağı tüketiminin kalp rahatsızlıklarına çok önemli etkileri vardır.
Omega 3 yağ asitleri ve alzehimer
Alzheimer Hastalığı (AH); beynin iletim sisteminin yapısal olarak bozulması sonucu ortaya çıkan bunama hastalığıdır. Balık yağlarının önemli bileşeni olan DHA retina ve beyin için çok önemlidir ve buradaki sinirlerde bulunan yapısal yağların %30’dan fazlasını oluşturur. Alzheimerlı hastaların plazma ve beyindeki omega-3 yağ asidi düzeylerinin sağlıklı bireylere göre anlamlı derecede düşük olduğu hatta besinlerle DHA alımının artmasıyla genel nüfusta AH riskini azaldığı bildirilmektedir.
Omega 3 diğer faydaları
Omega 3 yağ asitleri çalışma sonuçlarına göre ;bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, böbreklerin fonksiyonunu geliştirdiğini, vücudun hormon dengesini sağladığını, kan şekerini dengelediğini, ruh halini olumlu etkilediğini, göz sağlığını koruduğunu ve enerji seviyesini arttırdığını ortaya koymaktadır. Ayrıca eklem romatizmaları, şeker hastalığı, yüksek kolesterol ve tansiyon, bazı alerji türleri ile kanser gibi bir çok hastalıktan korunmada önemli etkisi olduğu tespit edilmiştir.